DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2010-08-09 | Mesaj

Ramazan Ayı Mesajı





                      
Zaman dilimlerini birbirinden farklı kılan, onlarda yaşananlar ve onların geriye bıraktığı kalıcı etkilerdir. Ramazan ayı İslam’ın ilk yıllarında barındırdığı, insanlık tarihi için dönüm noktası niteliğindeki olaylarla, bilahare asırlar boyu Müslüman toplumlarda üstlendiği rol, bıraktığı tesirle, zaman ve dönem olarak farklılaşan bir özelliğe, bir öneme sahiptir. Ramazan ayı, ayların seçkini, zamanların en bereketlisi, müslüman toplumların birliktelik, kardeşlik, zengin-fakir, kadın-erkek herkesin Yüce Yaratıcımız önünde eşit olduğu idrakini  yenilediği, müslüman birey olarak sabrı, itidali, manevi derinlik ve tefekkürü artırdığı bir mevsim olmuştur. Bu mevsim, var olanın farkına varma, eksikleri tamamlama, kararlılıkları pekiştirme, daha iyiye ve güzele dönüşümün kararını alma, kamil bir insan olma yolunda atılan adımları sıklaştışma ve her şeyden önce Rabbimiz’e kul olma coşkusunu gönüllerde hissetme zamanıdır. Bu mevsim, insanın gözünü ve gönlünü, dünyanın madde kaygısı ve maddileşen bakış açısından,  yeniden maneviyata, madde üstüne, kalıcı olana, sade ama değerli, basit ama  tutarlı makul olan ilkelere, değerlere ve anlamlara açma zamanıdır.

Yaz sonunda yağan yağmurun yerdeki tozları temizlediği gibi, müminlerin günahlarını ve kalplerini temizleyen, güneşin sıcaklığının şiddetinden taşların iyice ısınıp kızarması gibi oruçlunun da sırf Allah rızası için katlandığı açlık ve susuzluktan   hararetlenmesi neticesinde günahlarından arınması anlamına gelen, Peygamber Efendimizin veciz ifadeleri ile “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennem azabından kurtuluş olan” (İbn Huzeyme, Sahîh, III, 191) Ramazan ayında 1400 sene önce inzal olmaya başlayan hidayet rehberimiz Kur’an’ın lafız ve anlamıyla yeniden ve daha yoğun bütünleşmek; sadece açlık ve susuzlukla değil, bilakis bütün organ, algı ve düşüncelerimizle oruç tutmak; bu ayın tacı Kadir gecesini ihya etmek bizlerin kaçırmayacağı fırsat olmalıdır. Bu duygular içerisinde bu seneki Ramazan ayına  10 Ağustos Salı gecesi kılacağımız teravih namazının ardından, 11 Ağustos Çarşamba günü tutacağımız oruç ile birlikte başlamış olacağız. Hepimize mübarek olsun!

Müslüman birey ve toplumun   uzlete çekilmeden ibadet ve maneviyatta yoğunlaştığı sosyal duyarlılık ve sorumluluklarını bir kez daha hatırlayarak, toplumun her katmanıyla bütünleştiği bu ay, aynı zamanda yüce dinimiz İslam’ın din ve cinsiyet farkı gözetmeden, insanlık ailesinin bütün bireylerine karşı duyduğu ve koruduğu insanlık onuru, insana saygı ve farklılıklarla birlikte yaşamaya dair esşiz ilkelerini  bir kez daha göstermenin fırsatıdır. Bu tasavvurla idrak edilen bir Ramazan ayı bütün bir insanlığın, tanışması, kaynaşması ve anlaşmasına vesile olacaktır.  Biz Avrupa’da yaşayan, geleneğinde Avrupa’nın ahlaki ve insani değerlerinin daha inceltilmiş bir felsefesi ve pratiğine sahip Müslümanlar, bu vesileden yararlanmada, Islam’ın böylesi bir tutum ve yaklaşımını sergileyebilmede daha fazla imkan ve şansa sahibiz. Bu yönüyle  Ramazan ayı, sadece Müslümanlar arasındaki ilişki ve duyarlılıkların değil, aynı zamanda hangi dil ve dinden olursa olsun, komşu ve çevremizle ilişkilerimizi yoğunlaştırmanın, karşılıklı saygı ve anlayışı geliştirmemizin bir imkanı olarak değerlendirilmelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle, öncelikle Almanya’da yaşayan bütün müslüman kardeşlerimin mübarek Ramazan ayını tebrik eder, bu kutlu ayın, yapılan duaların kabulüne, İslam aleminin dirlik ve beraberliğine, bütün insanlığın huzur ve barışına vesile olmasını Cenâb-ı Hakk’tan niyaz ederim.


Prof. Dr. Ali DERE
Din Hizmetleri Müşaviri