DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2007-08-27 | KANDIL MESAJI

T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan'ın BERAT KANDİLİ MESAJI

Üç ayların ikincisi olan,  Şaban ayının 15. gecesine rastlayan, 27 Ağustos Pazartesi’yi, Salı’ya bağlayan gece Berat Kandilidir. Mübarek olsun.

Berat, “iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya sorumluluğunun bulunmaması” anlamına gelir. Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde: “Allah-ü Teala, Şaban ayının 15.gecesinde, rahmetiyle dünya semasına iner, orada tecelli eder ve kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok sayıda günahkarı affeder.” (Tirmizi. Savm 39)

Başka bir rivayete göre de Hz. Peygamber Efendimiz: “Berat Kandili gecesini ibadetle ihya ediniz. Gündüzünde oruç tutunuz. Allahü Teala O akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘yok mu benden af isteyen?, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen?, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan?, ona afiyet vereyim” der, buyurmuşlardır. (İbn-i  Mace. İkame 191)

İslam kaynaklarında Berat gecesinin faziletinden şu şekilde bahsedilmektedir. Her önemli işin, bu gece hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır. Bu gece yapılan ibadetin, kılınan namazların, okunan Kur’anların, yapılan tevbe ve istiğfarların, gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür. Velhasıl Berat gecesi, İlahi ihsan, feyiz ve bereketle dopdolu bir mağfiret gecesidir.

Bugün dünya üzerinde meydana gelen olaylara bakıldığında, maalesef insanlık, yaratılışındaki mükemmeliyeti, fani olan hayatına yansıtamamıştır. 21. yüzyıl, bir medeniyet asrı olarak ilan edilmesine rağmen, dünyanın birçok yerinde, hala savaşların devam etmesi, masum insanların bir hiç uğruna hayatlarını kaybetmeleri, annelerin ve babaların dinmeyen gözyaşları, bir başkasının düşünce ve inancına saygı gösterilmiyerek; “benden olmayanın ve benim gibi düşünmeyenin yok olsun” mantığı, bir felaket olarak karşımızda durmaktadır. Devam eden bu insanlık ayıbının ortadan kalkması için, hepimizin ayrı ayrı, kendi faaliyet alanımız içerisinde sorumluluklarımızın olduğunu asla unutmamamız gerekiyor. İşte bu mübarek Berat gecesinde, huzur ve mutluluğumuzun yeniden inşaası için de, Yüce Allah’a yakarışta bulunmalıyız. 

Mübarek gün ve geceler, kendimizi ve yaptıklarımızı bir kez daha gözden geçirmek ve sorumluluklarımızı hatırlamak bakımından bir fırsat olarak düşünülmelidir. Bu gece, sadece islam dünyası için değil, bütün insanlığın huzuru ve mutluluğu için yüce Allah’a niyazda bulunalım. Büyüklerimizi arayarak  hatırlarını soralım. Kalplerimizi sevgiyle dolduralım. Kin ve nefreti, düşünce sistemimizin içerisinde yer vermeyelim. İyi bir kul, olgun ve faydalı bir insan olmaya gayret gösterelim.

Bu duygu ve düşüncelerle, bütün vatandaşlarımın ve İslam aleminin Berat Kandilini tebrik eder, bu gecenin tüm insanlığın huzur ve barışına vesile olmasını Cenâb-ı Hakk’tan  niyaz ederim.