DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2010-11-16 | Bayram Mesaji

Kurban Bayramı Mesajı



Bizleri sadece bu gün, sevinç ve imkanlarımızı başkaları ile paylaştıran ve kaynaştıran değil, ama aynı zamanda taşıdığı anlam ve sembol değeri ile tarihe ve peygamberler geleneğine götüren bir bayrama daha erişmiş bulunuyoruz. Ömür, sağlık ve varlık vererek bizleri bir bayrama daha eriştiren, bütün peygamberlerin öğrettiği kutlu İslam geleneğinin ve peygamberler silsilesinin müntesibi olma şerefini bizlere bahşeden Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun.

Kurban kesmek ve haccetmek, Peygamberimiz (sav.)´in atası Hz. İbrahim (as.)’ın “Hanîf” geleneğine tabi olmak, zaman zaman  gözlerimizi ve gönüllerimizi  bağlayan, algı ve düşüncelerimizi sınırlandıran, bâki ve güzel olanı bıraktırıp geçici ve sahte olanın peşine düşüren dünya hayatının maddi boyutundan sıyrılarak, mana ve idrak boyutunda yenilenmek, silkinmek ve yeniden hatırlamak anlamına gelmektedir.

Her kim ve her ne olursa olsun, her bir insana değişmeyen ve  kendi katında eşit olma gibi bir üst değeri veren, insana onur ve dokunulmazlık temel ilkesini bahşeden, hepimizin Yaratıcısı yüce Rabbimizin emir ve istekleri hilâfına, dünyamızda medeniyet seviyesi ne olursa olsun farklı toplumlarda, hep insanın ihmal, hatta suistimal edildiğini, ideolojiye, siyasete veya bir takım sahte din ve kültür çatışmaları tezlerine kurban edildiğini, üzülerek müşahede etmekteyiz. Oysa “kurban”, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail (as.)´ın örneğinde bize Rabb için, ömür ve rızık veren en Yüce Yaratıcı için bile insanın kurban edilemeyeceğini anlatıyor, insanlar arasında ve insanlar için başka insanların zedelenemeyeceğini, örselenemeyeceğini öğretiyor, insanı sevmenin ve korumanın en büyük dersini veriyor. 
 
Hz. İbrahim (as.) örneğinde Kurban, Rabbimize verilen bir sözü yerine getirmede, O’na güvenme ve tevekkül etmede gösterilen sadakati ve bunun mükafatını bizlere anlatıyor. Sadakatin, sözünde durmanın,  ne kadar zor olsa da üstüne düşeni yerine getirmenin karşılığını öğretiyor; zira Allah’ın söz ve vaadinden dönmediğini biliyor, kendi sözümüze bağlı kalmanın önemini bir kez daha kavrıyoruz.

Kur’an, Allah katına Kurbanların et ve kan gibi maddi kısımlarının değil, sadece bizlerin Yüce Mevla’ya karşı tutum, davranış, algı ve niyetlerimizin, yani “takva”mızın ulaşacağını bildirerek, bir kez daha bizlere tutarlı olmayı, her an Rabbin önünde olduğumuz gerçeğini hatırlamayı, düşünce ve niyetlerimizi güzelleştirmemiz gerektiğini öğretiyor.

İslam’da Kurban, Allah’a yakınlaşmak için hayvanların kesilmesi değil, taşıdığı anlam dünyasıyla bilakis insanın hiçbir şeye   kurban edilemeyeceği, insanla Rabbi arasında bir sadakat,  her an O’nun huzurunda olma hissine dayalı  bir ilişkisinin var olduğunu bir kez daha hatırlamak anlamına geliyor.

Bu gün bizler, yeni bir Kurban Bayramını idrak ederken, Kurban’ın bu anlam derinliklerini hatırlayarak, kendimizi yenilemeye, İslam’ın bize ve tüm insanlara verdiği değeri bir kez daha kavramaya çalışmalıyız.

Birey, toplum ve devletler olarak, insana sunulan saygı ve değerin, insan merkezli siyaset ve uygulamaların en başlı önceliklerimiz olmasını, insanların dostluk ve kardeşliğinin çıkar ilişki ve düşüncelerinin dışında kalarak daha da gelişmesini, özelde birlikte yaşadığımız ve parçası olduğumuz Alman toplumunun her kesiminde insanların kardeşliği ilkesinin benimsenerek yaygınlaşmasını, bu duygunun toplumumuzu, ön yargılardan arınmış, güvenli, huzurlu ve sorumluluklarının bilincinde bir topluma dönüştürmesini yüce Mevlamdan niyaz eder; hepimizi nice anlamlı bayram ve coşkulara eriştirmesini diler, hepinizin bayramını en kalbi duygularımla kutlarım.

Prof. Dr. Ali DERE
Din Hizmetleri Müşaviri