DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2011-03-07 | Mesaj

Dünya Kadınlar Günü Mesajı

Köln, 07.03.2011

Kadının mağduriyet  ve ihmali ne yazık ki içinde bulunduğumuz 21. yüzyıl insanlığının ortak bir sorunu olmaya devam ediyor.  Dünyanın her tarafında farklı şekil ve boyutta karşımıza çıkan   bu problemi aşmak için pek çok ülkede resmi kurumlar, akademik çevreler, medya, çeşitli kadın kuruluşları, sivil toplum örgütleri  ve vakıflar büyük çaba sarfediyorlar. Ancak bütün bu çabalar sorunu istenilen düzeyde aşmaya yetmiyor. Kadının her hangi bir ayrımcılığa tabi tutulmadan eşit, bağımsız  ve güçlü bir birey olarak  toplum, kamuoyu ve siyaset  tarafından kabul görmemesi sorununun, ne dinlere ne de kültürlere atfedilecek kadar basit olmadığını hepimiz biliyoruz. Bununla birlikte, her birey ve kurumun, sahip olduğu etki ve ikna gücü ile öncelikle kendi çevresinde bu sorun alanıyla mücadele etmek durumunda olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Bu nedeneledir ki Müslüman toplumlar da bu çabaya kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek katkı sağlamak zorundalar. İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (S.A.V) başlattığı insanlığın, özellikle de toplumların ezilen ve yok sayılan unsuru kadının birey olarak kabul edilmesi, güçlendirilmesi çabaları, maalesef müteakip dönemlerde müslümanlar tarafından yer yer anlaşılamamış ve devam ettirilememiştir. Günümüzde müslüman toplumların yaşadığı büyük problem alanlarından birisi de maalesef budur. Bazı kesimler, insanlar tarafından oluşturulan aile, sülale, aşiret, bölge ve töre gibi sosyal yapı ve yaptırımlar, taşıdıkları algı veya önyargılarla, İslam’ın hiçbir ayrım yapmadan kadın erkek herkes için ilan ettiği insan onuru ve dokunulmazlığını göz ardı ederek böylesi yüksek bir dini öğretiyi ihlal ve ihmal edebilmekte, bu ihmalin sonucunda kadınlara yaşatılan acılar ve ayrımcılıkla ayrı bir dini ve toplumsal suç işlenmeye devam edilebilmektedir.

Bu sorunu ciddiye alarak, kadınları toplumun her katmanında görev, sorumluluk ve inisiyatif alabilecekleri yetkinliğe kavuşturmak, eğitim başta olmak üzere yeteneklerini ortaya koyacakları her alanda fırsat eşitliğinden yararlanmalarını sağlamak; toplumun erkeklerini de bu görev, sorumluluk insiyatifleri paylaşmaya hazırlamak hepimizin görevidir.

Tam bir asır önce “Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan edilen 8 Mart, özellikle endüstri toplumlarında sömürüye başkaldıran işçi kadınların başlattığı ve dalga dalga yayılarak kadınların seçme ve seçilme haklarını elde etmelerine kadar devam eden bir süreci sembolize etmektedir. 

Diğer taraftan Demokrasi ve insan haklarının yerleştiği ülkelerden birisi olan Almanya’da özellikle göçmen ve müslüman kadınların toplumun her katmanında birey olarak henüz yeterince kabul görmediği ve toplumsal katılımlarının sağlanamadığı da bir gerçektir. Siyaset müslüman kadının algı ve hassasiyetlerini de dikkate alarak, eğitimden meslek edinmeye, iş hayatından toplumsal ve siyasi katılıma kadar ön açıcı olumlu mesajlar vermek, bu konuda yapıcı girişimde bulunmak durumundadır.

DİTİB, verilen kadın erkek eşitliği mücadelesinde, İslam’ın insana bakışını müslümanlara hatırlatmak, İslam’ın bu konudaki felsefesini ve yaklaşımını müslümanların anlama ve içselleştirmelerine gayret göstermek suretiyle, sürece katkı sağlamayı sürdürecektir. Genelde toplumumuzu, özelde ise derneklerimizi ve Eyalet Birliklerimizi, kadınların her alanda fırsat eşitliğinden yararlanmaları, hayatımızda yetetrince sorumluluk ve inisiyatif alma imkanı sunulması ve karar süreçlerine dahil olmaları hususlarında daha fazla gayret ve özen göstermeye davet ediyoruz.


DİTİB
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği